Mandolinimle Bir Ömür




Selim Altınok mandoliniyle,Serdar Bilgili'nin objektifindenMandolin telli sazların en küçüklerinden biri. Belki de bu nedenle olacak, bizde çocuk çalgısı diye bilinir, fazla önemsenmez. Dünyada ise profesyonellerin  çaldığı bir enstrümandır.

    Yıllar önce ülkemizde müziğe mandolinle başlanırdı, yeteneğiniz varsa bir süre sonra başka saza geçerdiniz. Öğretmen okullarında zorunlu enstrümandı İlkokullarda mandolin eğitiminin yaygınlaşması,  Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarına dayanan bilinçli bir seçimin ve politikanın sonucudur. Ne yazık ki 1980’lere gelindiğinde, mandolinden vazgeçildi. Okullarda bu güzel enstrümanın yerini blok flüt aldı. Günümüzde de mandolin iyice unutuldu.

Yeni Mandolin Metodu ön kapağıAkif Saydam-Saip Egüz'ün Yeni Mandolin Metodundan bir sayfa 

İnanılmaz bir nostalji!

Müziğe mandolinle başlayanların,yıllar öncesinden gelen bu sararmış iki yaprakla gözleri nemlenecektir sanırım. İlk baskısı 1950 lerde yapılmış,Yeni Mandolin Metodu'nun yedinci baskısının ön kapağı ve içinden bir sayfa.

Mandoline, 1976 yılında Akif Saydam ve Saip Egüz'ün “Yeni Mandolin Metodu” ile başladım. O zamanlar herkes bu metoddan mandolin öğrenirdi. Elli yıl önce mandolin öğrenenler de aynı notaları çaldı.

    Bugün de kitabevlerinin internet sitelerinde bu metodun hâlâ mevcut olduğunu görmek mümkün, hem de  ilginçtir yine “Yeni Mandolin Metodu” adıyla! İçinde “Daha dün annemizin kollarında yaşarken”, “Küçük Kurbağa“, “Yalancı” ve benzeri çocuk şarkılarının yanı sıra, “Sivas Halayı” gibi daha zor melodiler de vardı. Mandolin deyince, Ziya Aydıntan’ı da  anmadan geçemeyiz. Daha çok, hazırladığı gitar metodları ile tanınan bu değerli eğitimci, kurduğu mandolin/gitar orkestralarıyla müzik hayatımıza özel bir katkı sağlamıştır. Benim mandolin hocam ise orta okulda   kursuna devam ettiğim müzik öğretmenim Cemal Bektaş’tır. Herkes gibi uzun uzun trimole çekerek başladık mandoline. Akordu bozulmasın diye mandolini tellerinin üzerine yüzüstü yerleştirmeyi de Cemal Hoca’dan öğrendik. 

O zamanlar meşhur mandolin markaları vardı… Metin ve Gözenoğlu. Şimdi hiçbiri yok. Fabrikasyon Çin mandolinleri piyasada.

Şu anda elimde bir Metin mandolin var. En az kırk yaşında olduğunu tahmin ediyorum. Müzisyen bir aile, halalarından kalan bu enstrümanı bana hediye etti. Bakımını yaptırıp tel taktığımda ilk çaldığım anki hayreti ve heyecanı unutamam, sanki ben değil koca bir orkestra çalıyor gibi gelmişti kulağıma! Bugüne dek yerli yabancı, bir çok mandolin geçti elimden. En sevdiğim, Metin marka mandolinim! Tınısı, ses kapasitesi, çalınış kolaylığı ve iyi akort tutması yönüyle diğerlerinden çok farklı.Sanki, kırk yılın müziklerinin her birinden bir nota,sapına,gövdesine,tellerine,iliğine,kemiğine işlemişcesine,duruşu da,çalınışı da,sesi de başka bir anlamlı,daha bir olgun,dost,vefalı sanki…  

 Mandolinin, gitarla ilişkileri her zaman iyi olmuştur. Tonu gitardan bir oktav ince olduğundan birlikte çaldıklarında güzel bir tını çıkar ortaya. Hatta gitar bunun farkında mı bilmem ama eşliğiyle gitara ayrı bir hayat katar. Mandolin ince perdelerde melodiyi duyururken, gitar bas ve orta sesleri yürütür, ritm ve alt yapıyı sağlar

    Mandolin telli bir saz, küçük bir volümü var. Kalabalık ve geniş bir mekânda hele açık havada onu çalıp dinletmeniz kolay değil. Tellere ne kadar güçlü vurursanız vurun, sesinizi duyurmakta zorluk çekersiniz. Ancak küçük gövdesi ile incecik telleri sayesinde tiz bir sese sahiptir. Bu özelliği nedeniyle sesi az da olsa epey uzaklardan duyulur.. Sol, Re, La, Mi telleri bulunan mandolin bu özelliğiyle kemana benzer. Notaları uzatmak için penayı yukarı aşağı sürekli hareket ettirerek “Trimole” yaparsınız. Mandolin tınısının özelliğini sağlayan da budur.

Klâsik müzikte mandolinin özel bir yeri vardır. Bir çok besteci bu romantik sazla çok değerli eserler bırakmıştır bizlere.Vivaldi, mandolin için konçertolar bestelemiştir. Beethoven’ın da bir mandolin sonatı bulunmaktadır.

    Bu enstrümanı çalmaya başladığım ilk yıllarda elime geçen bir plak beni hayrete düşürmüştü; Bir mandolin virtüözü keman için yazılmış güç parçaları seslendirmişti. Sarasate’nin Çigan havalarından oluşan ünlü “Zigeunerweisen” ini, Kretzler’in “Aşk Neş’esi” ve “Aşk Acısı” gibi sevilen keman melodileri,mandolinle pek hoş olmuştu doğrusu. Aşk acısını, çalanında dinleyeninde içine işleyen hisli,hassas tınılarıyla en iyi keman ifade eder diye bilinir ama mandolin de iyi çalındığında pekala aynı duyguyu verebiliyor. Daha sonra gitarist Zigri Behrendt’i ve onun yönetimindeki Mandolin/Gitar orkestrasını dinledim. Japon mandolincilerin seslendirdiği, gitarlarla karşılıklı söyleşi havasında giden bir konçerto var ki! Onu hiç unutmadım. TRT Radyo 3’te verilen bu kayıtları o günlerin ilkel sayılabilecek koşullarıyla kasede çekmiş ve yüzlerce defa dinlemiştim. Joel Perry adlı bir mandolincinin bandını tesadüfen bir plakçıda duyup aldığımda çok mutlu olmuştum. Santa Lucia, O Sole Mio gibi popüler melodileri temiz bir kayıttan dinlemek güzeldi. İstanbul Opera Ve Balesinin bir temsilinde, sanırım Lehar’ın bir operetinde, mandolin sesi duyduğumda gözlerim dolmuştu. Koca opera orkestrasının içinden yükselen mandolin solonun romantik sesine hayran kalmıştım. Onca yaylının, üflemeli sazın arasından melodiyi ne de güzel duyurmuştu.   

İtalyan müziğinde mandolin-gitar eşliğinde ılık sesli tenorların söylediği serenatları dinlemenin tadına da doyamamışımdır.1994 te, Louis de Bernieres‘in yazdığı Captain Corelli’s Mandolin  isimli kitabından, 2001 yılında sinemaya uyarlanan Yüzbaşı Corelli’nin Mandolini isimli filmde, çok güzel aşk melodilerinin mandolinle çalınmasıyla gündeme gelmişti bu enstrüman.Opera aşığı,mandolin çalan İtalyan Yüzbaşı Corelli’nin, adadaki Yunan bir kıza âşık olup,bestelediği Peligia’s Song ve zaman zaman da gitar mandolin eşliğindeki film müzikleri kulaklardan silinmeyecek bir tat bırakmıştı.

    Son yıllarda internet devreye girdi! Net üzerinde bir araştırma yaptım, Amerikalı mandolin ustalarını fark ettim. Country müzikte mandolinin önemli bir yeri var. Konserlerde süratli sololar dinleyebiliyorsunuz mandolinden. Ardından kuvvetli bir alkış duyuluyor bazen. Bu kayıtları dinlerken, kendim çalıyormuş gibi heyecanlandım, solistin aldığı alkışı sanki ben almışcasına mutlu oldum. Bazı caz albümlerinde de mandoline rastladım.

    Sahnede yirmi yılı aşkın süredir mandolin çalıyorum. Bana kardeşim Kerim Altınok gitarıyla eşlik ediyor. Çigan melodilerinden nostaljik parçalara, Türk Halk Müziğinden pop şarkılarına, Türk Müziğinden Akdeniz melodilerine ve özgün müziğe dek farklı türleri mandolinle seslendiriyorum. Klâsik müzikten, saz eserlerimizden düzenlemeler yapıyorum. Çok sevdiğim bu enstrümanı ömrüm boyunca çalmak ve insanlara dinletip sevdirmek en büyük dileğim.

Aşağıdaki bağlantıları tıklayıp, kardeşim Kerim'in gitarı eşliğinde, mandolinimle seslendirdiğim bazı parçaları dinleyebilirsiniz.

Nihavent Longa

Sultanı Yegâh Sirto

Mozart Türk Marşı

Vivaldi La Minör Mandolin Konçertosu Part1

Tarantella

Two Guitar

 

Selim Altınok 40 yıllık Metin mandoliniyle

 Dr.Selim Altınok

Ünlü orkestra şefimiz Gürer Aykal’ın mandolinle ilgili söylediklerini okumak için, Mandolin deyip geçmeyin bağlantısını tıklayınız